https://www.youtube.com/watch?v=5460Uq-_chY&t=10s

1 Aralık 2019 tarihinde Çin’in Hubei bölgesinin başkenti olan Vuhan’da ortaya çıkan koronavirüs salgını kısa sürede tüm dünyaya yayıldı. Diğer tüm virüsler gibi koronavirüs de özellikle bağışıklık sistemi zayıf olanları ve kronik hastalıkları bulunanları daha fazla etkiliyor. Bu nedenle, evde kalmak ve tüm hijyen kurallarına uymak kadar, dengeli beslenme de koronavirüs ile mücadelede büyük önem taşıyor. Peki dengeli ve sağlıklı beslenirken bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için hangi mineraller ve vitaminlerin alımına dikkat etmeliyiz? Hangi yiyecekleri ne kadar tüketmeliyiz?

Selenyum zengini besinler tüketin

“Selenyum nedir?” dediğinizi duyar gibiyim… Selenyum şu haklarında çok şey bilmek istemediğimiz ama metabolizmamıza çok acayip katkıları olan minerallerden birisidir. Simgesi (Se), atom numarası 34, kütle numarası 78.96 olan, periyodik cetvelin 4. periyodunda 6a grubunda bulunan element. 6a’nın 3. cü elementidir. Böyle yazılışta ve okunuşta kafa karıştıran bu elementi metabolizmamız çok sevip eksikliğinde hemen şikayet sinyalleri yolluyor.

ay-cicegi-cekirdegi

Ayçiçeği çekirdeği önemli bir selenyum kaynağıdır.

Nedir Selenyum’un metabolizmamıza katkıları?

Selenyum, vücudun hastalıklara ve strese karşı direncini arttırır. Selenyumun, kanserin yaygın biçimlerini önlemeye, virüslerle mücadele etmeye, kalp hastalığına karşı savunmaya yardımcı olduğu ve astım gibi hastalıkların semptomlarını yavaşlattığı bilinmektedir.

Selenyum eksikliğinde başımıza ne gelir?

Selenyum eksikliğinde bağışıklık sistemimiz ve karaciğerimiz bütün tehlikelere açık hale gelir. Selenyum, vücut için çok önemli olmasına rağmen, çoğu insanın depolamada eksik kaldığı bir mineraldir. Selenyum eksikliği gençlerden yaşlılara her yaştan insan için oldukça yaygın ve önemli bir problem.

Bağışıklık sistemini güçlendiren bir mineral olan selenyum grip ile doğrudan ilişkilidir. Zararlı mikro organizmalar ile savaşan ve hücrelerimizi koruyan selenyuma günlük beslenmenizde mutlaka ver vermelisiniz.

Selenyum eksikliği depresyona, mutsuzluğa ve karamsar düşüncelere neden olabilir.

Selenyumun fazlası zarar mı?

Genel anlamda, selenyum oldukça güvenlidir, çünkü hem insanlar hem de hayvanlar için fazlasıyla önemlidir. Ancak, sizin için iyi olması; ne kadar fazla tüketirseniz o kadar çok fayda sağlayacağınız anlamına gelmiyor. Eğer fazla tüketilirse zararlı olabilir. Örneğin Brezilya cevizi, (her cevizde 68-91 mcg kadar) çok ciddi derecede selenyum içerir. Fazla tüketildiğinde, önerilen günlük miktarın aşılmasına sebep olur. Aşırı dozda selenyum alımı, nefes almakta zorlama, titreme, böbrek yetmezliği, kalp krizi ve kalp yetmezliği gibi bazı rahatsızlıklara sebep olabilir.

Selenyum hangi yiyeceklerde var?

Brezilya cevizi
1 avuç: 607 mcg

Yumurta
1 orta boy yumurta: 46 mcg

Ayçiçeği çekirdeği
1 avuç: 105 mcg

Ciğer (Kuzudan)
3 oz: 99 mcg

Kayabalıığı
3 oz: 64 mcg

Tonbalığı
3 oz: 64 mcg

Ringa Balığı
3 oz: 39 mcg

Tavuk göğsü
3 oz: 33.2 mcg

Somon balığı
3 oz: 31 mcg

Hindi
3 oz: 25 mcg

Chia tohumu
1 oz: 15.6 mcg

Mantar
1 avuç: 15 mcg

C Vitamini olmaz ise olmaz

C vitamini iyi bir antioksidan ve iyi bir enfeksiyon savardır. Enfeksiyon döneminde vücudun C vitamini ihtiyacı en az 10 kat artar ve bağışıklık sistemi savaşçılarının C vitamini ile yüklü olmaları gerekir. C vitamininin bilinmeyen önemli özelliklerinden biri zararlı maddeleri etkisiz hale getirerek idrarla atılımını sağlamasıdır.

c-vitamini

C vitamini yüklü meyveler

Koronavirüs tedavisine etkileri

Koronavirüs hastaları üzerinde yapılan araştırmalara göre; kritik hastaların tedavisi için C vitamini kullanımının, hastalığın lehine veya aleyhine bir etkisi olduğunu söylemek için yeterli veri yoktur. Ancak  NIH Covid-19 Tedavi Rehberi sayfasinda yayinlanan çeşitli klinik araştırma sonuçlarına göre 24 kritik hastalığı olan hasta üzerinde yapılan arastımada C vitamini karşılaştırılması uygulandı. 4 günlük çalışma süresi boyunca, günde 200 mg C vitamini alan ve günde 50 mg  C vitamini alan hastalar, almayan hastalara göre daha düşük seviyede organ yetmezliği  yaşamaktadır.

Bunun dışında günde 4 kez 1500 gram damardan C vitamini alınarak bu virüse karşı koruyucu etki ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bugünlerde C vitamininden zengin sebze ve meyveleri bol miktarda tüketmeye devam etmeliyiz.

Hangi yiyeceklerde  bulunur?

  • Domates
  • Soğan
  • Yeşilbiber
  • Kırmızı biber
  • Maydanoz
  • Tere
  • Roka
  • Brokoli
  • Karnabahar
  • Ispanak
  • Portakal
  • Limon
  • Mandalina
  • Kivi

B 12 Vitamini alımı sizi hem huzurlu yapar hem de daha güçlü

B12 vitamini eksikliği; sinir sistemi harabiyetine, depresyona, duygu durum bozukluklarına, hafıza kaybına ve öğrenmede güçlüğe sebep olabilir. Güçlü bir hafızaya sahip olmak ve sabahları dinlenmiş uyanmak, mutsuz ve karamsar ruh halinden kurtulmak için beslenme programında mutlaka B12 vitamini içeren besinlere yer ayrılmalıdır.

B12 ve Koronavirüs ilişkisi nedir?

B12 eksikliği solunum, gastrointestinal ve merkezi sinir sistemlerinde bozukluklara neden olabilir. Şaşırtıcı bir şekilde, yakın tarihte Singapur’da yapılan bir klinik çalışma göstermiştir ki B12 vitamini koronavirüs ile ilişkili organ hasarını ve semptomlarını azaltma potansiyeline sahiptir. Bu çalışmada B12 vitamini takviyesi , D vitamini ve magnezyum verilen koronavirüs hastalarının, koronavirüs semptom şiddetini azalttığı kaydedilmiştir.

biftek-kirmizi-et

En çok B12 vitamini kırmızı et de bulunur.

B 12 bulunan yiyecekler

  • Yumurta
  • Et
  • Balık
  • Süt
  • Peynir
  • Soya sütü
  • Yoğurt

 D Vitamini eksikliğine dikkat!

Yaz dönemi yavaş yavaş geçip kışa girerken vücutta en çok eksikliği hissedilen vitaminlerden ilk sırada D vitamini yer alıyor.  D vitamini eksikliği, bağışıklık sisteminin zayıflamasına etki ediyor ve hastalıklara davetiye çıkarıyor.

somon-baligi

D vitamini eksikliğinizi güneş harici somon balığı ile tamamlayın.

Koronavirüs tedavisin de ve korunmada D vitaminin etkileri nelerdir

Koronavirüs sürecinde en çok tartışılan vitaminlerden biri olan D vitamini, yağda eriyen vitaminler arasında yer almaktadır. D vitamininin en önemli etkileri kalsiyum, fosfor metabolizması ve kemik mineralizasyonu üzerinedir. Yeterli miktarda alınan D vitaminini sadece kemik, kalsiyum ve fosfor metabolizması üzerine değil, genel sağlık hali içinde çok önemlidir.

Son yıllarda ise D vitamini eksikliği ve yetersizliğinin, bazı kanser türleri, kalp ve damar hastalıklarına da yol açtığı tespit edilmiştir.

Harward Üniversitesi‘nin açıklamasına göre; D vitamini için, koronavirüs ile enfekte olmaya, koronavirüs’ün ciddi semptomlarını engellemeye karşı ve korunmaya yardımcı olabileceğini gösteren bazı kanıtlar elde edilmiştir. Örneğin, düşük D vitamini seviyesine sahip kişilerin üst solunum yolu enfeksiyonlarına daha duyarlı olabileceği artık bilinmektedir. D vitamini seviyesi düşük olup, takviye alan kişilerin, almayanlara göre akut solunum yolu enfeksiyonu geliştirme olasılığının daha düşük olduğu tespit edilmiştir.

D vitamini, koronavirüs’e karşı iki şekilde koruma sağlayabilir. Birincisi, vücudumuzun virüslere ve bakterilere karşı doğal savunmasını güçlendirmeye yardımcı olur. İkincisi, koronavirüs’lü bazı kişilerde virüs tedavi sürecinde iltihaplanmalardan oluşacak hastalıkları  önlemeye yardımcı olur.

D vitamininin en iyi kaynağı güneş olmakla beraber, D vitamininden zengin besinler;

  • Somon
  • Yumurta
  • Süt
ceviz-findik

Kuruyemişler önemli Selenyum kaynaklarıdır.

Çinko almayı unutmayın.

Çinko, vücudun çok fazla miktarda kullandığı ve ihtiyaç duyduğu minerallerden bir tanesidir. Demirden sonra vücutta en fazla bulunan elementtir ve tüm hücrelerin yapısında bulunur.

Koronavirüs ile savaşmada önemi nedir?

Yapılan birçok bilimsel çalışmaya bakıldığında koronavirüs de dahil olmak üzere birçok hastalığın gelişiminde bağışıklık sisteminin kilit rol oynadığını görmek mümkün. Bu nedenle koronavirüsle mücadelenin hayatımızın merkezi haline gelmiş olduğu şu günlerde, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için gereken önlemleri almak büyük bir öneme sahip. Bağışıklık sisteminin güçlü tutulması ve vücuda girebilecek enfeksiyöz ajanlara hızlı bir bağışıklık tepkisinin verilebilmesi açısından çinko mineralinin vücuttaki düzeyi yeterli olmalıdır. Ayrıca vücutta enfeksiyona bağlı olarak oluşan hasarların giderilmesi için de çinko minerali önemlidir.

Ne kadar Çinko’ya ihtiyacımız var?

Florance Nightingale  hastahanelerinin açıklamasına göre “yetişkin bireylerde günlük çinko gereksinimi kadınlarda 11 mg, erkeklerde ise 8 mg düzeyindedir”. Bunu karşılamanın en kolay ve en sağlıklı yöntemi ise dengeli bir beslenme planı ile çinko kaynağı besinlere diyetinizde yeterli miktarda yer vermektir. Bunun haricinde; bazı kişilerde çeşitli kronik hastalıklar, besin alerjileri, beslenme tarzı, sindirim sistemini etkileyen sorunlar gibi durumlara bağlı olarak çinko alımında ya da emiliminde yetersizlik söz konusu olabilir. Bu durumda ise doktorunuz tarafından yapılacak testler sonucu ne kadar çinko takviyesinde bulunulması gerektiği bellirlenir. Koronavirüs teşhisi konmuş olan mevcut hastalarda da hekimin önermesi halinde hastalık sürecinde ve sonrasında çinko desteği kullanılması gerekebilir.

Hangi yiyeceklerden yoğunlukla temin edilebilir?

Çinko değerlerini besin yoluyla desteklemek için ana ve ara öğünlerinizde ;

  • Hindi eti
  • Kabak çekirdeği
  • Kuru baklagiller
  • Deniz ürünleri
  • Rüşeym
  • Susam
  • Fındık
  • Badem
  • Ceviz
  • Fıstık

Kalsiyum ve Protein çok önemli çok !

Kalsiyum, vücudun su dengesini sağlar, ödemi azaltır, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Süt ve süt ürünleri sadece protein değil, aynı zamanda kalsiyum içeriği sayesinde de kilo kontrolü sağlar.

Buna bağlı olarak, beslenme programına yetişkin bireylerin günde 2-3 su bardağı kadar süt ve süt ürünlerin mutlaka eklemeleri gerekir. Tabi ki laktoz alerjisi olanlar, süt ve süt ürünleri tüketimlerinde laktoz intoleranslarını gözden geçirmeliler.

Enfeksiyon geçirildiği dönemlerde, protein kaynaklarının yeterli tüketilmesi, vücutta oluşan yıkımı, yapıma çevirmesi için oldukça önemlidir. Ayrıca protein yetersizliği depresyona yatkınlığı tetikler ve bağışıklık sisteminin çalışmasını engeller.

sut-yogurt

Süt ve yoğurt kalsiyum zengini yiyeceklerdir.

Hangi yiyeceklerden temin edebiliriz

  • Süt
  • Yoğurt
  • Kefir
  • Ayran
  • Peynir
  • Yumurta
  • Et
  • Tavuk
  • Balık
ev-yapimi-tursu

Turşunuzu evinizde hazirlayin.

Probiyotikler ile bağırsaklarımızı güçlendirelim

Yararlı bakterilerin insan sağlığı üzerindeki etkileri saymakla bitmez. Sindirim sistemi ve bağırsakların düzenli çalışmasında önemli katkıları vardır. Sağlıklı bir flora ve güçlü bir bağırsak için probiyotikten zengin beslenme ihmal edilmemelidir.

Probiyotikler ve koronavirüs ilişkisi

Science Direct’in yazısına göre bilim adamı “Ceccarelli ve arkadaşlarının” bulgularında kornavirüs’ün insan mide ve bağırsaklarında bozukluklara neden olabileceği tespit edilmiştir. Ancak koronavirüs’ün flora bozukluklarındaki rolü hakkında hiçbir bilimsel kanıt bulunmadığı bildirilmiştir.

Lactobacillus ait bazı probiyotikler Koranovirüs’ün sebeb olduğu şiddetli akut solunum sendromuna gastrointestinal bozuklukları kontrol etmek için etkili olmaktadır.

Probiyotik kaynaklar arasında;

  • Ev yapımı turşu
  • Yoğurt
  • Kefir
  • Peynir
  • Elma sirkesi
izgara-balik

Omega3 için haftada iki kez balık yemelisiniz.

Omega3 kaynağı balık ve semizotu

Artık pek çoğumuzun bildiği gibi Omega-3, bağışıklığı düzenleyici ve destekleyici özelliğe sahiptir. Balıkta, cevizde, keten tohumunda, avokadoda ve sebzelerden semizotunda bolca bulunan Omega-3, bağışıklık sistemine iyi geldiği gibi depresyon tedavisinde de kullanılır. Sonbahar balıkların bollaştığı dönemdir. Dolayısıyla haftada 2-3 gün balık tüketimi günlük Omega-3 gereksinimini karşılayacaktır. Eğer balık yenilmiyorsa, mutlaka balık hapı şeklinde takviye alınmalıdır.

Su için

Bağışıklık sistemi başta olmak üzere vücuttaki toksin atımını hızlandırmak ve metabolizmanın çalışması için su vazgeçilmedir. Günlük en az 10-12 su bardağı su içilmelidir.

Bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirici  tarifler

Bal, zencefil, limon üçlüsünün etkisinden faydalanın! 

kerevizTaze zencefil B6 vitamini, C vitamini, kalsiyum, demir, magnezyum, potasyum, manganez ve lif açısından oldukça zengindir. Özellikle soğuk algınlığı, grip, nezle gibi hastalıklara karşı koruyucu etki gösterir. Limon C vitamini kayanağı ve araştırmalara göre bal, demir minerali ve çeşitli vitaminler açısından çok zengindir. Balın sürekli kullanılması, akyuvar içerisindeki bakteri ve virüslere karşı savunmayı destekler. Bal tüketiminin, grip virüslerine karşı koruyucu olduğu da gözlemlenmiştir.

(UYARI: Zencefil hamilelikte düşüğe sebep olabilir. Hamile ve emziren kadınlar kullanmamalı, kan sulandırıcı ilaçlarla birlikte tüketilmemelidir.)

Malzemeler:

  • 1 parça zencefil
  • 100 ml su
  • 100 g bal
  • yemek kaşığı limon suyu

Hazırlanışı

Zencefili suya ekleyin ve 10 dakika kaynatın. Daha sonra soğumaya bırakın, bal ve limonu ekleyin ve ertesi sabaha kadar bırakın. Karışımı buzdolabında saklayın ve bir haftaya kadar kullanabilirsiniz.

40 gün boyunca kahvaltıdan önce her sabah 40 ml içmelisiniz. Bu süreçten sonra 2 hafta ara verin ve sonra işlemi 40 gün daha tekrarlayın.

Manuka balı’nı unutmayın

balBağışıklık sistemimize daha fazla nasıl yardımcı olabiliriz? Yeniz Zellanda’lı Arıların buna güzel bir cevabı olabilir…

Manuka balı, güçlü antioksidanlar içerir ve antibakteriyel ve anti-fungal özelliklere sahiptir. Bu durumda, pastörize edildiği, süzüldüğü ve ısıtıldığı için besleyici faydalarının çoğunu kaybetmesine neden olduğu için berrak, akan bal içeren sevimli görünümlü ayı şeklindeki bal kavanozlarından uzaklaşın. Bal genellikle yarı saydamdır ve tıbbi özelliklerini kaybetmesine neden olacağı için ısıtılmamalıdır. günlük veya Gerektiğinde sağlıklı rutinin bir parçası olarak kullanılmak üzere oda sıcaklığında tutulur.

Öneri: Günlük bir çay kaşığı tüketilmelidir. Manuka balı (UMF 15+) harika bir bağışıklık güçlendiricidir.